Evvel zaman içinde, ülkelerin birinde
Süslü bir kral varmış, gözü hep aynadaymış.
Aslında yakışıklıymış ama kendinin farkına varamamış.
Bu durumu anlayan çakal, dadanmış kralın sarayına.
Alttan girmiş üstten çıkmış, kralı boydan boya boyamış.
Kral kendini beğenmiş daha fazlasını istemiş.
Diyar diyar dolaşmış, altınları hep saçmış.
Halkı aç yaşarken o alışveriş yapmış.
Açmış paketleri, sürmüş kremleri. Daha yakışıklı olacağım diye dinlememiş kimseleri.
Sonunda iyice abartmış, aklı fikri karışmış, çirkin olan herkesi aşağılamaya başlamış.
Kedileri kıskanmış, tüyleri parlak diye. Keneleri kızdırmış, kedilerin üstüne salmış.
Laf dolanmış yumak gibi, kuşlar uçurmuş haberi.
Çözüm bulmalı birileri, durdurmalı kralı. Kaybetmeden kendini.
Vezir çıkmış yola, prensi bulmaya. Az gitmiş uz gitmiş başak tarlalarını geçmiş.
Prens duyunca olanları, toplamış eşyalarını.
Binmişler atlarına, düşmüşler yollara. Atlar koşarlar ama bu kez uçmuşlar dağlarda.
Yolda görmüşler bir tümsek. Altına saklanmış eşek.
Eşek demiş ki kral çıldırdı, benim sütüme atladı. Alırsın alamazsın demeye kalmadı.
Ben kaçtım elinden, o geldi peşimden.
Koştum dörtnala durmadan, iki yanımdan sarmasın diye. Bir yol buldum aradan
sütümü sağmasın diye.
Niye mi, niye?
Sütümden maske yapacakmış kendine, daha yakışıklı olsun diye!
Prens gelmiş şatoya. Durup bakmış ortalığa. Bir koşturmadır gidiyor tüm hizmetliler
doluşmuş bir odaya. Girince içeri prens aniden, terzi titremiş birden. Yardım istemiş prensten,
kral kükremiş yeniden.
Balıkların pullarını almışlar, bir de elbise yapmışlar, bunu gören insanlar şaşırıp
kalmışlar.
Armut dibine düşmemiş, Prens babasına hiç benzememiş. Gözü yok süslenmekte, aklı
fikri milletinde. Dayanamamış kralın bu haline, açmış ağzını yummuş gözünü, söylemiş
içinden geçenleri tek nefeste.
“Ne gerek var şatafata, olduğun gibi olsana. Halkın seni seviyordu, onlara sahip
çıksana. Olmaz böyle Kralım, halinize yanıyor canım. Siz zaten yakışıklısınız, hayvanlara
kıymayın. Kusuruma bakmayın ama salamura kokmuş her bir yanın.”
Kral bunu duyunca kapmış asasını hızlıca, kovalamış prensi fare deliği boyunca.
Çakal sakinleştirmiş kralı, eline uzatmış aynayı.
Şurada bir leke kalmış, hemen boyayalım orayı.
Olmuş kralın yüzü bir tablo, sanmış kendini biblo. Bilmezmiş oysa düşünce kırılır,
çünkü cansızdır o.
Çok güzel oldunuz kralım, yeni bir ürün gelmiş hemen alalım. Siz oğlunuza
aldırmayın, biraz parfüm sıkıp rahatlayın.
Amberin kokusu gelmiş, balinalar hüzünlenmiş ama alacağı altınların şıkırtısı, çakala
hoş gelirmiş.
Prens görmüş daha neler neler. Salyangoz resimli kremler. Fil saklamış dişlerini,
istememiş ziynetinin krala gitmesini. Gözlerinden sel akmış, şelale olup taşmış. Boğulan
çokmuş ama çakal dönüp bakmamış.
Biri ak biri kara, bu ne biçim bir manzara? Şimşek gibi çakmış, bağırmış, çağırmış
baba. Oğlu gitmiş yine uzaklara.
Göz görmeyince gönül katlanır sanmış prens ama gönül gözü hep açık kalmış.
Düşünmüş, taşınmış birazcık da kaşınmış. Babası aklına geldikçe hep kafası karışmış.
Kaçmak çare değilmiş ama elinden bir şey gelmemiş.
Kralın görünüşü ise bir düğün ama kalbinde varmış bin bir düğüm.
Zaman akmış su gibi, kral süslense de geçmemiş kederi.
Oğlu gittikten sonra sanki kalmış çölün ortasında tek başına. Kapısını açmış, dışarıya
bakmış. Onu bekleyen sadece çakalmış. Herkes etrafa kaçışmış, kral odasına kapanmış.
Oturmuş aynanın karşısına, bakmış kendine boylu boyunca. Kabuğu düşmüş bir pamuğa,
kalbi yansımış aynaya. Utanmış süslü varlığına. Kederlenmiş o anda, oğlunun yokluğuna.
Ak koyunu gören içi dolu yağ sanırmış ama kralın kalbinde bir petek bal saklıymış.
Çıkmış makyajsız avluya, bağırmış hemen sağa sola.
“Çabuk getirin oğlumu bana, yoksa koşarım boyaya. Bunu duyan vezir midir?
Getirmeyen rezil midir? Eğer gelmek istemezse, kendim giderim bilinedir.”
Kralın kızmasına alışmışlar görüntüsüne şaşırmışlar. Oğlunu istemiş diye aynı anda
havalara uçmuşlar.
Kral anlamış en önemlisi, herkesin kendini abartmadan sevmesi
Vezir koşmuş aniden, atlamış atına gönülden. Hemen prensi getirmeli, Kral yeniden
süslenmeden.
Kuşlar uçmuş havada, yine haber uçurmaya. Bulutlar şekillenmiş, kuşlara yol vermiş.
Prens dinlemiş müjdeyi, giyinmiş bayram sabahı gibi.
Atlamış hemen atına gelmiş dört nala. Yaklaşmış iyice şatoya.
Onu görmüş bir kedi. Yemiş tenceredeki yemeği.
Pencereden atlamış, sevdirmiş krala kendini.
Baba oğul sarılmış, halk sevinçten ağlamış.
Hayvanlar pek mutluymuş, çakal doğaya borçluymuş.
Çıkmış yüksek dağlara, oradan bağırmış halka.
Demiş “özür dilerim, alın beni de aranıza.”
Çakal beyaz mendil sallamış. Herkes ona kucak açmış,
Bunu gören tavşanlar hemen halaya başlamış.
Kuşlar durmuş hizaya, kral çıkmış tahtına.
Meğer kral süssüz çok yakışıklıymış. Sen de bir koşup aynaya baksana.
Gökten düşmüş elmalar, çalınmış davul zurnalar.
Ülkede şenlik varmış, açmış sarı papatyalar.
Prens bir daha gitmemiş uzaklara, kalmış hep babasının yanında.
Kremleri toplayıp dağıtmış ihtiyacı olanlara.
Kral halkına yönelmiş, herkes muradına ermiş.
Darısı sizin başınıza, içinizin güzelliğini unutmayın sakın ha!
*Bu etkinlik Nilüfer Dinç Demirok tarafından hazırlanmıştır.
KONU:
Bu masal, kendini beğenmiş bir kralın, dış görünüşüne olan takıntısı nedeniyle halkını ve çevresindeki insanları ihmal etmesi üzerine kuruludur.
TEMA:
Masal, dış güzelliğin değil, iç güzelliğin önemli olduğunu ve kendini olduğun gibi kabul
etmenin değerini vurgulamaktadır. Kralın, oğlunun doğru yolu göstermesiyle değişmesi ve
baba-oğul arasındaki bağın önemi temalardan biridir. Ayrıca bu masalda doğru yolu bulma ve değişim teması işlenmiştir. Kral, dış görünüşe olan takıntısından kurtulup içsel değerlerini
keşfeder ve içsel yolculuğunu tamamlamış olur.
ANAHTAR KELİMELER: Dış görünüş, Aile, Halk, Değişim, Çakal, Kendini kabul etme
KIPIR KIPIR DÜŞÜNCELER:
1. Kral neden sürekli aynaya bakıyordu?
2. Çakal kralın sarayına nasıl dadandı?
3.Prens, kralın değişmesi için ne yaptı?
4. Kral neden kedileri kıskandı ve ne yaptı?
5. Kralın görünüşü nasıl değişti ve bu halkı nasıl etkiledi?
6. Masalın sonunda kral nasıl değişti ve ne yapmaya karar verdi?
KIPIRDATAN ETKİNLİKLER:
1. Kralın Değişimi Çizelim: Kralın değişim sürecini gözden geçir. Acaba kralın
hikâyenin başındaki ve sonundaki halini çizebilir misin?
2. Kral'dan Mektubunuz Var: Çocuklar acaba kral oğluna veya halkına bir mektup
yazsaydı neler yazardı? Mektupta kralın yaşadığı pişmanlıkları, değişim sürecini ve
gelecekte neler yapmayı planladığını anlatabilir misiniz?
3-Ressamın çizimini inceleyerek yeni bir şiir, masal ya da öykü yazabilir misiniz?
Tuğçeçiğim keyifle okudum, emeğine sağlık.
Tuğçeciğim, çok güzel bir masal. Teşekkürler. Sevgili Ecem, resme bayıldım. Fırçana sağlık canım... teşekkürler ikinize de...