Bu yazıda Rus halk masallarının önemli figürü olan Ateş Kuşu’nun bir bale
eserine nasıl konu olabildiğinin hikâyesini yazdım.
Eser 20. Yüzyılın en önemli bestecilerinden biri olan Stravinsky’nin üç balesinin
ilkidir. Müzisyen olan anne ve babası ona, daha çocukken piyano ve müzik teorisi
dersleri aldırdılar. Buna rağmen müzik eğitimine devam etmesinden yana olmadılar. Pek
çok dil öğrendi. Bu yazacağı müzik eserlerini zenginleştirecek bilgi birikimine sahip
olmasını sağladı. Üniversitede hukuk eğitimi aldı. Fakat müziği hayatından hiç çıkarmadı.
O sıralarda Fransa’yı ve bazı Avrupa ülkelerini etkisi altına alan savaşsız bir dönem
yaşanmaktaydı. “Güzel Çağ” (Belle Epoque) diye anılan bu dönem, sanat dallarının
oldukça geliştiği bir zamandı. Sahnede dans, resim, müzik disiplinlerinin birbirlerini
beslemesini önemseyen Diaghilev, dönemin tanınmış ressam ve bestecilerini bir araya
getirdi. Güçlü emprezeryosu (opera, bale, konser topluluğunun yöneticisi) olan S. Diaghilev, henüz genç olan Stravinsky’nin orkestra için bir eserini duyup etkilendi. Paris’te kurmuş olduğu ve Rus sanatçılardan oluşan topluluk “Ballet Russes” için yeni bir tane eser istedi. İşte Ateş Kuşu balesi böyle ortaya çıktı.
Ateş Kuşu Slav Pagan folklorunda ateşle aydınlanan tüyleriyle büyülü ve doğa üstü
bir kahramandır. Zorlu bir yolculuğun başlangıcını simgelediği söylenir. “Onu yakalayana
yardım da edebilir, varlığına tehdit de olabilir” denir.
Balenin ilk sahnesi Prens İvan’ın Ölümsüz Kashchei’nin (Kaşeyi’nin) büyülü
bahçesine girmesiyle başlar. İvan, tüyleri alevler gibi ışık saçan Ateş Kuşu’nu görür.
Bahçedeki altın elmalardan birini alıp yemesinin ardından çırpınsa da prens onu yakalar.
Kuş, yardıma ihtiyacı olursa geri döneceğine dair söz verir. İvan tüylerinden biri
karşılığında onu serbest bırakır.
Bahçeye on üç prenses gelir, elmalardan yemeğe başlarlar. Prens bir tanesinden
etkilenir. Prenses ona Kashchei tarafından esir tutulduklarını söyler. On üçü de kaleye geri
dönünce, bazı kapılar bulurlar. Açtıklarında Kashchei ve yardımcıları dışarı çıkarlar. İvan’ı
yakalarlar. Kötü büyücü onu taşa çevirmek ister. Prens, tüyü hatırlar ve havada sallayarak
kuşu çağırır. Ateş Kuşu gelir ve hepsini tükenene kadar dans etmeye zorlar. Kashchei’nin
ruhunu içinde taşıyan yumurtanın yerini Ivan’a söyler. Prens onu oyuk bir ağaç
gövdesinden alarak kırınca büyü bozulur ve sevdiği çarevna (Rus prensesi) ile kavuşurlar.
Bale iki perdeden oluşuyor. Hikayenin çoğu ilk perdede anlatılır.. İkincisinde ise final
kısmı yer alır. Besteci eserde Rus halk ezgilerini kullanmış. Geniş bir orkestra kadrosu
eseri seslendirir. Eserin tamamını izleyecekler için video: 1.video
Sizlere A. Benois’nin esinlendiği “Ölümsüz Kashchei’nin Ölümü” masalını da
anlatmak isterim. Uzak bir diyarda İvan isminde bir prens yaşarmış. Maria Morevna isimli
savaşçı bir kadını sevmiş. Birbirlerinden ayrılmamacasına mutlu bir şekilde yaşarlarken
Maria ordusu ile birlikte savaşa çağırılmış. Veda ederken, oturdukları kalenin en yüksek
kulesindeki kapıyı açmaması için kendisine söz vermesini istemiş. Fakat İvan sözünü
tutamamış ve bu kapıyı açmış. Her yerinden zincirlenmiş yaşlı bir adam görünce şaşırmış.
Su isteyince ona acıyıp kovalarca vermiş. O anda bu sıska bakımsız adam zalim ve güçlü
bir büyücüye dönüşmüş. Keskin bir kasırga olarak zincirlerinden kurtulup uzaklaşmış.
Maria’yı esir almış.
Prens yaptığından pişman olup sevdiği kadını kurtarmak için yollara düşmüş. Yerini
bulup onu kurtarsa da zalim büyücü bir ok kadar hızlı atı ile ve onu yeniden esir almış. Su
verdiği için ona minnettar olduğunu ama aynı şeyi yeniden denerse sonunun ölüm
olacağını söylemiş. İvan dinlemeyip yeniden kurtarmaya kalkışınca, dediğini yapmış. Bir
fıçının içinde onu denize atmış.
İvan’ın üç kız kardeşinin büyücü eşleri varmış. Şahin, kartal ve kuzguna dönüşüp
onu kurtarmışlar. Yaşam ve ölüm suyundan içirip hayata döndürmüşler. Bir tanesi zalim
büyücüden kurtulması için yapması gerekenin Baba Yaga’nın hızlı atlarından birini alması
olduğunu söylemiş. Bunun için ise onun isteklerini yerine getirmesi gerekliymiş. Yoksa
canından olacakmış. Yol boyunca üç arkadaş edinmiş.
Birincisi, prens tarafından yakalanan, serbest bırakması karşılığında ona yardım
edeceğini vaat eden bir kuşmuş. İkincisi, peteğini ona bağışladığı için teşekkür edip, zorda
kalırsa yanında olacağına söz veren bir kraliçe arıymış. Üçüncüsü ise yavrusunu kurtardığı
için minettar olan dişi aslanmış. İvan sonunda ormanın karanlık kısmındaki Baba Yaga’ya
gidip olanları anlatmış. O da atlarını kaybetmeden sahip çıkarsa görevin sonunda birini
vermeyi kabul etmiş. Zorlandığı bu işte tam umudunu yitirmişken yolda karşılaştığı kuş
arkadaşı yeniden ortaya çıkmış. Korkmamasını çünkü çadırdaki kuş arkadaşlarının atları
gagalayarak yerlerine döndürdüklerini söylemiş. Prensin başarısı Baba Yaga’yı kızdırmış.
İkinci gün atları ormana doğru yollamış. Fakat bu defa da İvan’ın diğer arkadaşı dişi
aslan, sürüsünün yardımı ile onları geri getirmiş. Üçüncü gün denize göndermiş. Bu defa
da kraliçe arının sürüsü iğneleriyle uzaklaşmamalarını sağlamış. Görevini yerine
getirmesine rağmen Baba Yaga sözünde durmamış. Hayatını elinden alacakken İvan
atlarının en hızlısını ondan kaçırmış. Bu sayede Prenses Maria’yı Kashchei’nin elinden
kurtarmış. Zalim büyücü bir defa daha arkalarından gitmiş. Fakat kibri yüzünden İvan’ın
eski hızında olacağını düşünüp daha yavaş hareket etmiş. Prensin aldığı atın sihirli
toynakları büyücüye dokununca onun ölümsüzlüğünü yok etmiş. İvan kılıcıyla onu yenmiş.
Besteci Stravinsky bu baleyi daha sonra üç defa orkestra süitine dönüştürmüş. Bu
videoda duyacağınız 1919 ‘da yazdığı en ünlü versiyonudur. İzleyeceğiniz animasyon
balenin konusundan bağımsız olarak yaratılmıştır.
Videoyu izlemek için: https://vimeo.com/366534400?share=copy
Müzik, mitoloji ve masalla dolu keyifli bir yıl dileklerimle…
*Folklor: Halk bilimi, bir ülkede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını,
geleneklerini, törelerini inançlarını mutfağını, müziğini oyunlarını halk hekimliğini
inceleyerek bunların birbirleriyle ilişkilerini belirten bilim dalıdır.
Comments