Bakış açısı, bir konuyu veya bir durumu nasıl gördüğümüz ve yorumladığımızdır. Hepimizin farklı bakış açıları vardır. Çünkü herkesin yaşadığı deneyimler birbirinden farklıdır. Bu sebeple bir resme bakış açın, onu algılayışın ve yorumlayışın da farklı olacaktır. Ancak resimdeki bakış açısı dediğimizde bahsedilen şey öncelikle resim yüzeyindeki nesnelerin ve mekȃnın hangi açıdan gösterildiği ile ilgilidir. Örneğin bir odadaki bir masayı tam karşıdan çizen bir ressam ile masanın alttan görünümünü veya üstten görünümünü çizen bir ressam, çizdiği nesneyi kendi gördüğü yerdeki bakış açısına göre yansıtmış olur. Sonuçta resme konu edilen ve çizilen masa aynıdır, ama ortaya çıkan görünümler ve resimler birbirinden farklıdır. Bu aynı zamanda çizimi yapılan nesnenin resimdeki mekȃna nasıl ve hangi boyutlarda yerleştirildiği ile yani perspektif ile ilgilidir. Perspektif, bir resimdeki nesnelerin birbirine göre büyük veya küçük, yakın veya uzak gibi görünmesini sağlayan görsel bir yanılsamadır. Mesela bir resimde, bir dağın önünde yer alan ve bize çok yakın olduğunu düşündüğümüz bir ağaç, dağdan daha büyük görünebilir.
Bizleri farklı bakış açılarını aynı anda birlikte deneyimlemeye, görmeye davet eden bir sanat akımı olduğunu biliyor musun? 20. Yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan kübizm akımı. Pablo Picasso ve George Braque kübizm akımının öncülerindendir. Bu akımda, nesneler hem farklı açılardan gösterilir hem de geometrik şekillerle yeniden yapılandırılır. Bir resimde aynı nesne birden fazla açıdan gösterilebilir. Yani aynı nesne, aynı resmin içinde hem önden, hem yandan, hem aşağıdan, hem de yukarıdan gösterilebilir. Kübizmde sanatçılar farklı bakış açılarını birleştirerek, nesnelerin sadece durağan bir görüntüsünü değil, onların aynı zamanda hareket halindeki görüntülerini de yansıtmayı amaçladılar. Nesneyi farklı açılardan göstererek hareketli bir sahne oluşturmanın yanı sıra değişen duyguları da ifade etmek için yeni bir alan açtılar.
Georges Braque tarafından 1908 yılında tuval üzerine yağlı boya ile yapılmış L'Estaque'deki Evler resmi, kübizmle yapılmış ilk manzara resimlerindendir. Resimdeki ev ve ağaçların biçimlerinin basitleştirildiğini ve resimde perspektif birliğinin olmadığını görürüz. Pablo Picasso tarafından 1937 yılında tuval üzerine yağlıboya olarak yapılan Dora Maar’ ın kübist portresinde de farklı bakış açıları basit geometrik biçimlerle yansıtılmıştır. Dora Maar’ın yüzünün, hem yandan hem önden resmedildiği görülür. Resimdeki yüzde bir göz izleyiciye, diğer göz kendi iç dünyasına bakıyor gibi görünür. Picasso yüzün iki yanını göstererek, kişinin iki yönünü tasvir etmiştir.
Kübizm, geleneksel sanat anlayışını, yani bir nesnenin olduğu gibi, tek bir açıdan görünüşüne uygun olarak resmedilmesini sorgulayan yeni bir yaklaşım getirdi. Sanatın sadece nesnelerin görünümünün doğru bir kopyasını yapmakla sınırlı olmadığını ortaya koymaya yardımcı oldu. Sonuç olarak kübizm, bir resme bakıldığında her seferinde farklı bir şeyler keşfetme, nesneler arasında yeni ilişkileri görme ve yorumlamaya açık ilginç ve eğlenceli bir deneyim sundu. Kübizm sanatçıları nesneleri farklı açılardan göstererek ve resim yüzeyini yeniden düzenleyerek sanatın sınırlarını genişlettiler.
Bakış açısı ve perspektif, hem sanatta hem gerçek hayatta bize dünyayı farklı açılardan görme fırsatı verir. Sanatçının yaşadığı çevreyi ve yaşamı kendi bakış açısıyla yorumlayarak yansıttığı bir resme bakarken, farklı bakış açılarını ve perspektifleri algılamak bize daha kapsamlı bir görüş sağlar. Belki de senin açından hiç görülmeyen, fark edilmeyen detaylar ve yaklaşımlar, sanatçı tarafından sunulan bakış açısıyla dikkat çekici bir hale gelir. Sanatın heyecan veren ve şaşırtan yanı da budur, her eser, farklı bir bakış açısıyla farklı bir hikaye anlatır.
Görsel Kaynaklar:
Yazılı Kaynaklar:
1- Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi
2-Sanat Atlası, Boyut Yayınları
Коментарі