Yaz mevsimi tüm neşesiyle bizlere gülümsemeye başladı. Sıcacık günlerin gelişini
bir karnavalla kutlayalım mı? Derslerden kafanızı kaldırıp biraz mola vermek istiyorsanız
haydi bana katılın. Hayvanların eğlenceli geçit törenine gidiyoruz.
Yaylı sazların (keman, viyola, viyolonsel, kontrbas) ve piyanistlerin coşkulu girişiyle
karnaval başlıyor.
İlk geçiş tabi ki ormanın kralı aslanın oluyor. Ağır ve görkemli adımlarıyla kraliyet
yürüyüşüne başlıyor. Yürüyüşünü yaylı sazların çalışında, kükremesini ise yükselip alçalan
piyanoların tınısında duyabilirsiniz. Sonra hareket tam tersine dönüyor, bu defa yaylı sazlar
kükrüyor, adımlarını ise piyano çalıyor. Aslan
Arkalarından acıkmış olan tavuk ve horozlar yiyecek bir şeyler bulma umuduyla
geçişlerini yeri didikleyerek yapıyorlar. Onların bu gagalama hareketini yaylı sazlar taklit
ediyor. Piyanonun ve klarinetin, tavukların gıdaklayışlarını ve horozun ötüşünü çaldığını
duyabilirsiniz.
Şimdi de daha çok atı andıran Tibet yabani eşekleri geçiyor. Bu bölüm “Hızlı
Koşanlar” olarak da anılıyor. Koşularını piyanistlerin süratle çalışlarında duyabilirsiniz. Hızlı
Geçit töreninin en sakin kısımlarından birisi tahmin edileceği üzere
“Kaplumbağalar”ınki oluyor. Saint Saens bu bölümün temasını Offenbach isimli bir başka
bestecinin “Yeraltı Dünyası’ndaki Orpheus” isimli eserinde bulunan “Galop Cehennemi”
bölümünden almıştır. Galop Cehennemi Galop aslında çok hızlı bir dans türüdür. Besteci
bu temayı burada muzipçe çok yavaş tempoda bestelemiştir. Kulak verirseniz siz de iki
eserin ortak melodisini duyabilirsiniz. Kaplumbağa
Törenin en gösterişli ve haşmetli yürüyüşüne geldik. Filin geçişini yaylı sazlar
ailesinin en kalın seslisi olan kontrbas ile birlikte piyano bizlere duyuruyor. Besteci tıpkı
kaplumbağalarda olduğu gibi burada da başka iki bestecinin bilinen melodisini işlemiştir.
Bir tanesi “Faust'un Laneti” isimli eserinden Sylph'lerin Dansı‘dır. Sylph’lerin Dansı.
Eserin orjinalinde melodiyi ince sesli enstrümanlar çalarlar. Fil bölümünde ise besteci,
orkestranın en kalın sesli enstrümanını kullanarak esere ince esprisini katmıştır. İki eserin
temasındaki benzerliği duyabildiniz mi? Fil
Sıra kanguruların geçişine geldi. Zıplayışlarını iki piyano taklit ediyor. Kanguru
Bu defa su altına gidiyoruz. Balıklar “Akvaryum” da geçişlerini yapıyorlar. Bu
bölümde, iki piyano, yaylılar sazlar grubu (bu bölümde kontrbas yer almaz), iki flüt ve cam
armonika vardır. Tınısı, adeta balıklarla birlikte sakin bir suda yüzüyormuşuz hissi verir.
Cam armonika yerine onun sesine yakın farklı enstrumanlar da
kullanılabilmektedir. Akvaryum
Eşekler iki keman aracılığıyla karnavalda bizleri A-ii diyerek selamlıyor. “Uzun
Kulaklılar” diye anılan bu bölüm hepsinin arasında en kısa olanıdır.
Karada ve denizdeki karnaval neşesine gökyüzündekiler de katılıyor. Önce Guguk
kuşlarını klarnetin sesinde duyuyoruz. Piyanolar ise onlara yumuşak bir tınıyla eşlik ediyor.
Diğer kuşlar da kutlamaya yetişti. Flütler ötüşlerini ve kanat çırpışlarını
resmederken, diğer enstrumanlar ormanın atmosferini bize duyuruyor. Kuş Kafesi
Sıra “Piyanistler”e geldi. Her gün yapmaları gereken rutin, teknik çalışmalarını
seslendirirken karnavalın en çalışkanları oluyorlar. Bestecinin onları Hayvanlar
Karnavalı’nın sakinlerinden biri olarak seçmesi eserdeki mizahın en güçlü
kısımlarındandır.
“Fosiller”, karnavalın farklı rengi olarak geliyorlar. Yürürken kemiklerinin birbirine
çarpışını ksilofonun* sesinde duyabilirsiniz. Bu bölümde de farklı bestecilerin eserlerinden
örnekler işlenmiştir. Bir tanesi, bildiğinizi düşündüğüm “Daha Dün Annemizin” olarak da
bilinen “Yaşasın Okulumuz” isimli şarkının melodisidir.
“Kuğu” viyolonselin nazik tınısıyla, piyanonun resmettiği sakin bir suda adeta
kayarak süzülüyor. Kuğu
Kalabalık ve coşkulu karnavalın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Finalde, aslan, eşek, tavuk
ve kangurunun müziklerinden temaları duyabilirsiniz. Final
Bu eser romantik dönemde yaşamış fransız besteci Camille Saint Saens'a aittir.
Müziğe çok küçük yaşlarda başlamıştır. Aynı zamanda piyanist, orgist, eğitimci ve orkestra
şefidir. Eseri eğlenmek amaçlı yazmış olsa da ciddi bir besteci olarak anılma isteği baskın
geldiği için, yaşarken seslendirilmesine izin vermemiştir. Bu sebeple sadece “Kuğu” adlı
bölüm besteci henüz hayattayken çalınmış, diğer bölümler ölümünden sonra
seslendirilmiştir. Eser İki piyano, yaylı çalgılar dörtlüsü ,kontrbas, flüt, klarnet, ksilofon ve
cam armonika veya glockenspiel* için yazılmıştır.
İlginizi çekeceğini düşündüğüm bir enstrüman olan cam armonikadan da
bahsetmek isterim. 18. Yüzyılda Amerikalı mucit, bilim insanı, yazar, yayımcı, filozof,
siyasetçi ve diplomat olan Benjamin Franklin tarafından mekanik hali icat edilmiştir. Otuz
yedi tane cam kase demirden bir dingile tutturulmuştur. Pedal ile kontrol edilir. Islak eller ile
kaselere dokunarak çalınır. Notalar çeşitli renkler ile gösterilir. Sizler de evde bardakların
içine çeşitli miktarlarda su doldurarak kendi cam armonikanızı yaratabilir, hatta kendi
eserlerinizi besteleyebilirsiniz. Çalmadan önce ellerinizi ıslatmayı unutmayın:) Cam
Bir aslanın kükremesinde, tavukların gıdaklamasında, kuşların ötüşününde,
kangurunun zıplayışında, kaplumbağanın ağır ve kendinden emin adımlarında, suya
daldığınızda denizin altındaki dinginlikte, dikkatle dinlerseniz müzik her yerde !
Aşağıdaki bağlantılardan eserin tamamına ulaşabilirsiniz.
*Ksilofon: Akortlu tahta çubuklardan oluşan vurmalı sazlar ailesine ait bir enstruman. İki
değnekle vurularak çalınır.
*Glockenspiel: Akortlu aliminyum veya çelik çubuklardan oluşan vurmalı sazlar ailesine ait
bir enstruman. Ksilofon gibi o da iki değnek ile çalınır.
Comments