DÜDÜKLÜ TENCERE ORKESTRASI

Ülkemizin en çok okunan genç ve çocuk kitapları yazarlarından olan Muzaffer İzgü yüz yedi kitap, iki yüze yakın radyo oyunu yazmıştır. Aramızdan ayrılmasından sonra 2021 yılında onun kitaplarını yayınlayan Bilgi Yayınevi bir çocuk romanı yarışması açtı. Bu yarışmanın birincisi, “Düdüklü Tencere Orkestrası“ isimli eseriyle Dilge Güney oldu. Nasıl ki Muzaffer İzgü romanlarını okurken hem gülümser hem de içinizi kaplayan umutla ve dirençle dolarsanız bu kitapta da aynı duyguları hissettim.

Işıl ve Ali'ciğim yazlıkta tanışan iki ailenin çocukları. Ancak bu iki ailede çocuklara olan yaklaşım birbirinden çok farklı. Ali'ciğimin ailesi hayattaki en değerli şeyin başarı ve lüks olduğunu düşünürken, Işıl’ın ailesi en çok sevgi ve sağlıklı açık iletişime değer veriyor. Dolayısıyla çocuklarına yaklaşımları da farklı oluyor. Bir yanda sürekli ders çalışmaya yönlendirilen, cezalarla tehdit edilen Aliciğim öte yanda eğlenceli bir evde huzurlu, güven içinde, sorunları konuşarak çözebilen ve yaşamla barışık büyüyen Işıl var. Hikâyede bir de deniz kenarında tanıştıkları Roman kızı Gelincik var.

Birlikte üzülüyor, birlikte kahkahalarla gülüyorlar, doyamadıkları oyunlar oynuyorlar ve bol bol hayal kuruyorlar. Böylece bu üç çocuğun yaz boyunca yaşadıkları arkadaşlık ilişkisi onların kişiliklerinde değişimler yaratıyor. Ali’nin annesi Pınar (Nar Teyze) ile babası Boğaçhan (Poğaça Amca), komik bir adam olan Işıl’ın babası ve Gelincik arasında geçen olaylar çevremizde sık sık yaşanıyor ama böyle esprili bir dille anlatılınca okurken yaratılan kahramanların yaptıklarına hem gülüyor, hem de düşünüyoruz. Onlarla birlikte yıldız ağacının gizemini çözmeye çalışıyor, gülerek, dans ederek, barbunya kabuklarından konfetiler saçarak Düdüklü Tencere Orkestrası eşliğinde “Göbecik” gezegenine doğru yol alıyoruz. “Zutturik” küpenin saklambaç oyunuyla heyecanlanıyoruz.

Bu eserde cinsiyet farklarının arkadaşlığa, dostluğa ve sevgiye engel olmadığını bir kez daha anlıyoruz. Roman bittiğinde yüzümüzdeki gülümsemeyle, içimizdeki yaşam sevinciyle, bu eseri yaratan Dilge Güney’e bir öpücük yollayarak teşekkür ediyoruz.