Şimdi size, “Güneş hangi renktir?” diye sorsam ne dersiniz? Çoğunuzun cevabını duyar gibiyim, “Sarı ya da turuncu!” diyeceksiniz. Üzgünüm arkadaşlar çünkü yanılıyorsunuz. Güneş aslında beyazdır. Peki biz onu neden sarı olarak görüyoruz? Hemen anlatayım…
Dünyamızı saran atmosferimiz bir filtre görevi görüyor. Biz Güneş’e bu filtreden baktığımızda mor ışınlar kırmızıya oranla daha fazla dağılır ve biz Güneş’i sarı ve turuncu tonlarında görürüz. Bu durumu daha iyi kavramak için gözümüze renkli camlı bir güneş gözlüğü taktığınızı düşünebilirsiniz. Gözlüğün renkli camları ışığı filtre eder ve renkleri dağıtır. Bu sayede çevremizdeki renkleri farklı algılarız. İşte Dünyamızın filtresi de atmosferimizdir. Zararlı ışınları filtre ederken ışın boylarına göre bazı ışınların da Dünya’ya ulaşmasına engel olur. Aşağıdaki resimde ışınların renklerine göre dalga boyu sıralamasını göreceksiniz.
Her rengin bir dalga boyu vardır. Bazıları kısa bazıları uzun dalga boyuna sahiptirler. Kısa dalga boyuna sahip renkler; mavi, yeşil, mor gibi atmosferimizden geçerken dağılırlar. Sarı, turuncu ve kırmızı gibi uzun dalga boyuna sahip renkler ise atmosferi geçerler. Bu da bizim Güneş’i bu renklerde görmemize neden olur. Aslında Güneş’ten saçılan ışık tüm bu renklerin birleşiminden oluşan güçlü bir beyazdır. Son görüntülemelerde küçük bir miktar yeşilin baskın olduğu da fark edilmiş.
Ne dersiniz? Belki de ısısı 6 bin dereceyi bulan Güneş’in turuncu olması size daha anlamlı geliyordur. Yaşadığımız ortamda bizi üşüten karın rengini beyaz, iliklerimize kadar ısıtan ateşin rengini de kırmızı olarak algılarız değil mi? Hatta alev kırmızısı deriz değil mi? Ama bilimsel gerçekler Güneş’in beyaz olduğunu söylüyor. Bu durumda bilimin kanıtlanmış gerçekliğine inanmak durumdayız.
PEKİ HAYVANLAR RENKLERİ NASIL ALGILIYOR?
Yapılan araştırmalar göstermiş ki, karaya uyum sağlayan hayvanlar suya uyum sağlayanlardan daha fazla renk görebiliyor. Omurgasız hayvanlar da omurgalı hayvanlara göre ışığın daha kısa dalga boylarını da görebiliyorlar.
Köpeklerle kediler çevrelerindeki nesneleri mavi ve sarı tonlarında algılayabilirler. Üstelik ikili renk görme yetenekleri vardır. Bazı kuşlarla sürüngenlerse dörtlü renk görebilirler, UV ışığını algılayabilirler ve böylece insanların asla göremedikleri renkleri seçebilirler. Böylece avcı kuşların; martı, kartal gibi onlarca metre yüksekten nasıl avlarını gördüklerini ve hızlıca dalış yaptıklarını anlayabiliriz değil mi?
Yılanlar gibi bazı sürüngenler de kızılötesi radyasyonu algılayabilen organlara sahiptirler. Binlerce yıl içinde evrimleşerek gelişen bu yetenekleri sayesinde çevredeki diğer canlıların yaydığı ısıyı hissederek çevrelerinin bir ısı haritasını çıkartırlar.
Daha fazla bilgi için yorumlara birkaç video bırakacağım. Sevgiyle kalın.
Kaynakça:
Fotoğraflar pixabay, wikipedia, linkedin sitelerinden alınmıştır.
teşekkürler bu güzel bilgiler için... Sevgiler...