Evvel zaman, kalbur saman içinde, müzik masalın, masal müziğin içinde. Girmişler kol kola, başlamışlar hayaller ile gerçeklerin buluştuğu bir dansa. Masalları sevmeyen var mı? Peki ya bir besteci, masalları kendi diliyle yani müzikle bizlere anlatsa…
Kimden mi bahsediyorum? 20. yüzyıl klasik batı müziğinin önemli bestecisi Maurice Ravel’den tabi ki. Biliyor musunuz kendisi çocuklar ile iyi anlaşan onların dünyasını kendisine yakın bulan bir besteciymiş. Arkadaşlarının Mimi ve Jean Godebsky isimli çocuklarına masallar anlatmayı, onlarla oyunlar oynamayı severmiş. İkisi de piyano eğitimi alan kardeşlere ithafen dört el* için beş bölümden oluşan “Kaz Ana” isimli süiti** bestelemiş. Dinlerken eski çağların müziklerinden izler bulabilirsiniz. Bu eser, yazılışından bir süre sonra bir başka iki çocuk; Jeanne Leleu ve Geneviève Durony tarafından seslendirilmiş. İlk duyuluşu sonrasında besteci Maurice Ravel bölümlerin yerlerini değiştirerek ve eklemeler yaparak eseri orkestraya uyarlamış, ardından da bale eseri olarak düzenlenmiş.
Peki kimdir bu esere ismini vermiş olan Kaz Ana? Kendi çocuklarına veya bakıcılığını yaptığı çocuklara hikâyeler, masallar anlatan, ninniler söyleyen bir kurgu kahramandır. Bir efsaneye göre bu isim, Fransa kralı II. Robert’in eşi Burgundy’li Bertha’dan gelir. Kendisinin, “Kraliçe Kaz Ayağı” olarak anıldığı ve iyi bir hikâye anlatıcısı olduğu söylenir. Bir diğer teori ise Kaz Ana’nın, torunlarını tekerlemeler ile eğlendiren, çok eski zamanlarda yaşamış Elizabeth Foster Goose veya Mary Goose isimli Boston’lu birisi olduğudur. “Goose” kelimesi İngilizcede “kaz” anlamına gelmektedir.
Ünlü yazar, şair ve edebiyat teorisyeni olan Charles Perrault pek çok defa büyüklerimizden dinlediğimiz Uyuyan Güzel, Külkedisi, Mavi Sakal, Güzel ve Çirkin, Parmak Çocuk, Kırmızı Başlıklı Kız, Çizmeli Kedi gibi masalları derlemiş. Hepsi halka ait olan bu masallar bir kitapta “Kaz Ana Öyküleri” ismi ile yayımlanmış. İngiltere’de ve Amerika’da da ninniler, tekerlemeler bir araya toplanarak aynı isimle yayımlanmış ve oldukça ünlenmiş.
İşte besteci Maurice Ravel de Charles Perrault’un ve tanınmış başka yazarların derlediği bu masallardan seçtiği bazı sahneleri müziğiyle bizlere anlatmış. Dinlerken masal kahramanları sanki yanı başınızdaymış gibi hissedebilirsiniz.
Ravel’in piyano süiti beş bölümden oluşuyor. Ben sizler için ilkini ve sonuncusunu seçtim. Bu iki bölüm konu bakımından birbiri ile bağlantılıdır.
İlk bölüm “Uyuyan Güzel’in Pavanı***”. Masalı bilmeyenler için özetlersek, zamanın birinde bir kral ve kraliçe çocukları olmuyor diye çok üzülüyorlarmış. Uzun zaman sonra bebeklerine kavuşunca görkemli bir isim koyma töreni yapmaya karar vermişler. Yedi tane de peri davet etmişler. Periler bebek için iyi dileklerde bulunacak onun yaşam boyu koruyucuları olacaklarmış. Sonuncusu ortalarda görünmeyince o sırada davete katılan yaşlı bir peri kendisini unutan kral ve kraliçeye kızarak kötü bir dilekte bulunmuş. Eğer günün birinde prensesin eline bir iğne batarsa öleceğini söylemiş. O sırada ortalarda görünmeyen sonuncu peri büyünün ölümcüllüğünü engellemiş. Onun yerine yüzyıllık bir uykuya yatması dileğinde bulunmuş. Yıllar geçmiş prenses tüm bu olanlardan habersiz olan yaşlı bir kadınla karşılaşmış. Kadıncağız çıkrıkla yünden iplik yapıyormuş. Prenses bu işi merak edip denemek isteyince eline iğne batmış. Böylece ailesinin korktukları başlarına gelmiş ve kızları yüzyıllık uykuya dalmış. Onunla beraber saray da, çalılar ve sarmaşıklar ile kaplanarak aynı uzun uykuya dalmış. Yüzyıl geçmiş ve bir gün ormanda dolaşan bir prens bu terkedilmiş sarayı merak etmiş. Korkusuzca içeri doğru ilerlemiş. Sarmaşıklar, çalılar, o yürüdükçe açılmış. Sonunda prensesi görmüş ve onu yüzyıllık uykusundan uyandırmış. Müziğini dinleyeceğiniz bu ilk bölüm prensesin uyku sahnesidir. Masalın sonunda olacakları merak ettiren bir melodi ve sakin atmosferde bir eşlik duyarız.
Bestenin son bölümü ise "Sihirli Bahçe”dir. Uyuyan Güzel masalındaki sarmaşık ve çalılar ile sarılmış sarayı ve prensin prensese kavuşmasını anlatır. Müzik yine sakin bir atmosferde başlar. Kavuşma anı ile beraber coşkulu bir son ile biter.
Gökten üç elma düşmüş, biri masalı müzikle yeniden anlatan besteciye, biri o müziği bizlere aktaran müzisyenlere, biri de heyecanla onları dinleyen bizlere.
* Dört el : İki piyanist için bestelenmiş bir eserin, tek piyano paylaşılarak çalınmasıdır.
** Süit: Eski saray danslarından türetilmiş bir müzik formudur
***Pavan: 16. Yüzyılda Avrupa’da yaygın olan ağır tempolu saray dansıdır.
Comments