Kentin akciğerleri parklar
Yaşadığınız kenti şöyle bir düşünün. Sadece sıkışık binalarla araçların hızla geçtiği yollar mı gözünüzün önüne geliyor? Kuş cıvıltıları yerine trafik sesi mi duyuyorsunuz? Eyvah, acil durum! Kentiniz nefes alamazsa hastalanabilir. Durun biraz, paniğe gerek yok. Neyse ki parklarımız var!
Kent, içinde barındırdığı canlı cansız varlıklarla bir bütün. Parklara ağacı, hayvanı, doğal ortamıyla kentin akciğerleri diyebiliriz. Peki ya özel olarak tasarlanan renkli yapıları, kaburgaya benzer gezinti alanları ve ekolojik yol olmuş bahçeleri de varsa? İşte o zaman bu parklar masalsı bir diyara dönüşebilir. Şimdi gideceğimiz mimari ve sanatsal benzersizliğiyle ünlü Park Güell gibi…
Bu park hepimize miras
Park Güell, İspanya’nın Barcelona şehrinde bulunuyor. Ünlü mimar Gaudi, parkı bir peri masalına sahne olabilecek şekilde tasarlamış. UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) ise burayı, Antoni Gaudi’nin birçok eseri gibi “Dünya Mirası” ilan etmiş. Bu ayrıcalık, tüm nesillerin dünya üzerindeki eşsiz eserlerden yararlanmaya devam edebilmesi için onları korumayı garanti ediyor.
Sanki bir mozaik pasta!
Yuvarlak formlar, ağaç kütüğüne benzeyen sütunlar, hayvan figürleri ve geometrik şekillerle kullanılan renkli malzemeler, Park Güell'i doğanın bir parçası yapmış. Mimar Gaudi sınır tanımaz hayal gücüyle, doğal formları taklit ederek parkın yürüyüş alanlarını topraktan çıkan bir ağaç gibi yükseltmiş. Böylece yapısal elemanlar hem doğa ile uyumlu hem de dikkat çekici olmuş. Parkın merkezi ise kocaman yüksek bir meydan. Renkli mozaiklerle süslenmiş, upuzun bir yılan şeklindeki bankın bulunduğu bu terastan ana giriş ve şehir manzarası görülebiliyor. Ana girişin iki yanında masaldan çıkmış gibi görünen evler var.
Parkta ekolojik bahçecilik
Parkın çevresindeki mahalleler Barselona’nın çoğu yeri gibi oldukça kalabalık. Bu nedenle parkın büyüklüğü ve özellikleri, kent baskısını hafifletiyor. Böylece hem kent hem de kentli rahat bir nefes alıyor. Yerel halkın eğlenip dinlenebileceği, çocukların özgürce gezebileceği yerlerin olmasının yanı sıra biyolojik çeşitlilik alanı olan bahçeler de yapılmış.
Parkın yer aldığı “Çıplak Dağ” olarak bilinen arazi, botanik araştırmalar ve doğal ekosistem çalışmaları sayesinde ekolojik bahçelere dönüştürülmüş. Hatta bazı alanlarda tarıma açık teraslar bile var.
Böcekler için “otel”
Ağaçlar, bir yerden başka yere giden kuşlar ya da kelebekler için dinlenme alanı olabilir. Ancak parklar ve yeşil alanlar olmazsa amfibiler, sürüngenler ve bazı memelilerin hayatta kalması zor. Bu da ne yazık ki doğal dengeyi bozar. İşte tam da bu yüzden Park Güell, kentsel biyolojik çeşitliliğin korunması için “yeşil koridor” haline getirilmiş. Böylece hayvanların hareketi kolaylaşmış ve şehrin içindeki yeşil alanlar en yakın doğal sistemlere bu park sayesinde bağlanmış.
Parkta ayrıca Barselona’ya özgü çok sayıda papağan ve kuş türleri yaşıyor. Mimar Gaudi, parkın bazı noktalarına özel olarak tasarladığı kuş yuvaları yerleştirmiş. Böcekler de unutulmamış! Arıların da yuva yapabileceği bir “böcek oteli” kurulmuş. Böylece böcekler sayesinde bitkiler de sağlığına kavuşmuş.
Daha büyük parklara ihtiyacımız var!
Şimdi en yakınınızdaki parka gidin. Bakın bakalım, ağaçlar sayamayacağınız kadar çok mu? Yürüyüş yolları “of yoruldum” diyeceğiniz kadar uzun mu? Peki kuş seslerinin mi yoksa bir sincabın peşinden mi koşturdunuz? Mahallenizdeki park bu özelliklere sahip olmayabilir. O zaman büyüklerinizden sizi daha büyük bir kent parkına götürmelerini isteyebilirsiniz. Parkta bulduğunuz kozalak, kuş tüyü ya da yuvaların fotoğraflarını @kipirticocuk etiketiyle paylaşırsanız, birlikte nefes alabiliriz. Renkli günler!
Kaynaklar:
Muhteşem görselleriyle harika bir yazı :)