Kapıyı açtığımda Mıstık’ın yalnız olmadığını gördük.
“Akşamdan beri seni arıyoruz! Neredeydin?” diye ağız tadıyla kızamadık bile.
Her zaman söylerim, kardeşimde şeytan tüyü vardır. Yaptığı yaramazlıklardan kolayca sıyrılır. Ama bu kez farklı bir yaramazlık yapmıştı. Kucağında altı cingöz köpek yavrusu vardı. Daha gözleri bile açılmamıştı. Kahve, sarı, siyah, alacalı renkte yavruları görünce dedem:
“O enikleri nereden buldun?” diye titrek titrek bağırdı.
“Ver bakalım Mıstık” diyerek kucakladım yavruları. O anda, Mıstık’ın yüzündeki yorgunluk gitti, yerine bir rahatlama geldi.
“Annesi nerede bu yavruların?” diye telaşla sordu annem.
“Göldeki kulübede” derken gözleri yerden kalkmıyordu Mıstık’ın.
“Tren raylarını geçip oraya nasıl gittiğini sormayacağım!” diyerek banyoya yöneldi annem. Sıcak suyu açtı. Mıstık’ı küvete attı. “Öffff...Toprak kokmuşsun” diyerek çitilemeye başladı.
Yavruları getirdiğine kızmamışlardı ya çitilese de keselese de olurdu. Mıstık böyle yıkanmaktan mutluydu.
Banyodan sonra yavrularla birlikte şöminenin kenarına kıvrılıp uyuyakalmıştı.
Ertesi sabah babam söylene söylene göl kenarına gitmiş, Patates’i alıp gelmişti. Bahçemizde kulübe için yer ayarlarken “Sonunda istediğini yaptırdı inatçı keçi” diye kendi kendine konuşuyordu.
Mıstık kaybolmadan bir gün önce evde yapılan tartışmayı anımsadım o anda. Göl kenarında yaşayan Patates’in eve alınması için çok ısrar etmiştik.
En çok da Mıstık “Lütfen!” diye yalvarmıştı. Olduğu yerde zıplarken “Patates hamile! Yakında bebekleri de olacak. Onlara ben bakabilirim. Söz veriyorum!” diye bağırmıştı.
Güneş battıktan sonra Mıstık’ın evde olmadığını ancak yemekte fark etmiştik.
Patates’in yanında olabileceği aklımıza gelmemişti. Bütün mahalle seferber olmuştu. Evdekilerin stresten tansiyonu çıkmıştı. Bense Mıstık’ın bizimle saklambaç oynadığını düşünmek istemiştim. Ama, o sabah Patates’in yavruları ile geldikten sonra, bizde gecenin ne yorgunluğu ne de stresi kalmıştı.
“Tüyleri ne kadar yumuşak değil mi?”
“Burnu da ıpıslak”
“Hey! Pati ver! Pati!”
Tüylü bir dostun eve gelmesi, havayı değiştirmişti. Babam, Patates ve bebekleri için instagramda bir sayfa bile açmıştı. Annem kış için onlara süveter örmeye başlamıştı. Mıstık, arkadaşlarına “Patates’i ben doğurttum” diye övünüyordu. Mahallenin veterineri şimdiden belliydi.
ETKİNLİKLER
Hazırlayan: Betül Çakıroğlu
Konu: Çocukların evcil hayvan sevgisini anlatıyor.
Tema: Hayvan sevgisi, kardeş sevgisi, aile bağları
Anahtar Kelimeler: Evcil Hayvan, Sahiplenme, Köpek, Köpek Yavruları, Aile.
Kıpır Kıpır Düşünceler
● Bir evcil hayvanınız var mı? Varsa adını nasıl koydunuz? Yok ise de bir tane olsa adını ne koyardınız?
● Köpek yavrusuna enik dendiğini biliyor muydunuz? Yavrusunun adı değişik olan hangi hayvanları biliyorsunuz?
● Saklambaç oynarken saklandığınız sizce en iyi yer neresiydi?
● Veteriner ne iş yapar? Hadi konuşalım.
Kıpırdatan Etkinlikler
● Hiç hayvan barınağına gittiniz mi? O zaman bir büyüğünüzle birlikte yanınıza biraz heyecan, biraz sevgi biraz da mama alarak gitmeye ne dersiniz?
● Evde kedi ve köpekler için mama yapmak ister misiniz? Bu videodaki tarifle harika bir mama yapabilirsiniz.
● Arkadaşlarınızla birlikte oynayabileceğiniz basit bir oyun: Veteriner denilince aklınıza gelen sözcüğü söyleyin. Arkadaşınız da söylesin. Sırası gelen ilk sözcükten itibaren aynılarını söyleyip kendisininkini eklesin. Aynı sözcükleri tekrar etmek yok.
Patatesin yavruları büyüyünce evlat edinebilir miyim ki?? Hımmm .... bence evet bana gelmek isteyen olur herhalde ... ;D