Bu sayımızın konuğu mimar Elif Çelebi. Bir mimar neler yapar merak ettik. Sizler için mesleği ile ilgili sorular sorduk.
Mesleğinizi nasıl tanımlarsınız?
Üniversitedeki hocalarımızdan biri şöyle demişti, “Mimarlık orkestra yönetmek gibidir.
Kimin, ne zaman işe dâhil olacağını siz belirlersiniz.” Mesleğimde yol aldıkça bunun ne kadar
doğru olduğunu gördüm. Hatta edebiyatla ilgilendiğim son yıllarda buna bir ekleme de
yaptım, mimarlık biraz da editörlük yapmak gibi. Kimin, hangi işi, ne kadar iyi yapacağını da
bilmek gerekiyor. Mimarlığı bir yelpaze gibi düşünün, açtığınızda tasarım, organizasyon,
teknik bilgi, ekonomi, sosyoloji, psikoloji, sanat ve edebiyatın içinde yer aldığını
göreceksiniz.
Mesleğinizle ilgili en çok karşılaştığınız soru nedir?
Mimarım dedikten sonra “İç mi dış mı?” sorusunu duymayan meslektaşım yoktur. İç
mimarlık, mimarların da yapabildiği farklı bir meslek kolu. Bu yüzden insanların aklında
“eğer iç mimar varsa dış mimar da vardır” algısını yaratıyor ama dış mimar yoktur. İlk
zamanlar bu soruya uzun uzun açıklamalar yapmaya çalışırdım artık kendimce bir yanıt
buldum, ben içi dışı bir mimarım.
Mesleğinizi seviyor musunuz?
Elbette seviyorum. Bir konuya farklı pencerelerden bakmayı, sorunlarla yüzleşerek yoluma devam edebilmeyi mimarlık öğrencisiyken öğrendim. Mesleğimi yaparken ise mimarlığın aslında bina üretmekten çok geçmişin birikimleriyle geleceği hazırlamak olduğunu ve bunu yaparken de doğadan asla kopmamamız gerektiğini benimsedim.
Bu mesleği neden seçtiniz?
İlkokuldayken güzel resim yaptığım için herkesin “Ne güzel çizmişsin, sen mimar ol”
dediğini ya da “mimar mı olacaksın?” diye sorduğunu hatırlıyorum. Çocuk aklımla bu
yakıştırmalar bana nasıl havalı geldiyse hemen “Evet” yanıtını verirdim. Bir de babamın
Rapido kalemlerinin etkisi var tabii. Kendisi teknik ressamdı ve çizim kalemlerini bana
vermişti. Mürekkebi ucuna gelsin diye durmadan sallardık. “Tıkı tıkı tıkı” sesi bu satırları
okuyan meslektaşlarımın kulağına çoktan gelmiştir. Mimarlıktan mezun olduktan sonra hep
bilgisayar başında çizim yaptım ama tüm öğrenciliğim boyunca babamdan yadigâr bu
kalemleri kullandım. Bazılarını hâlâ saklarım. Çok bilinçli olmasa da büyük bir hevesle
mimarlığı seçtim diyebilirim. Mimar olmak için iyi çizim yapmak şart değil. Her alanda
olduğu gibi belki de önemli olan hevesli olmak, hedefe doğru adım atmak ve desteklenmek.
Kaç yaşında bu mesleğe başladınız?
Üniversiteden mezun olur olmaz, 20’li yaşlarımda mesleğimi yapmaya başladım. Yaklaşık 20 küsur yıldır da tasarım ofisleri, şantiyeler, denetleme büroları, üniversiteler ve kamu kurumlarında çalışma fırsatı buldum.
"Mimarlık orkestra yönetmek gibidir."
Bu meslektekilerin görevleri nelerdir?
Mimarlık mesleğini kabaca “yapı bilimi” olarak tanımlarsak, bu alanda öncelikli görevimiz mekânların sağlıklı ve güvenlikli bir şekilde inşaa edilmesini sağlamak ve mimari projeleri bulunduğu coğrafyanın fiziki, sosyal ve kültürel koşullarına uygun olarak tasarlamak.
Mesleğinizin zorlukları nelerdir?
Mimarlık mesleği ne yazık ki uykusuzluk ve yoğun çalışma saatleriyle anılır. Sabahlamayan mimarlık öğrencisi yoktur diye düşünüyorum. Çünkü birlikte proje çizerken sohbetin, kahkahanın tadı başka hiçbir yerde yok. Öğrencilik dışında ise bunun nedeni, işleri son ana bırakmak değil de, en başında her detayı en ince ayrıntısına kadar düşünmekle ilgili. Tasarım ve kullanım ne kadar iyi planlanırsa yapım aşamasında sorunlar o kadar azalır. Bu yüzden ilk aşama en uzun soluklu ve zorlu olan. Fakat tabii her zaman birilerinin işi acildir ve mutlaka plan, projelerin acilen teslim edilmesi gerekir. O yüzden de bu ilk aşama mimarlar için hep uykusuz gecelerle biter.
Mesleğinizi yaparken size en keyif veren şey nedir?
Minecraft’ta bir ev tasarladığınızı düşünün. Sadece sanal ortamda içinde gezebildiğiniz evin gerçek zamanda karşınıza çıkması oldukça keyifli değil mi? Hayalin düşünceye, düşüncenin projeye ve sonunda da birçok mühendislik dalının katkısıyla gerçeğe dönüşmesi mimarlığın en cazip yanı olmalı.
Bu meslek sahibi olanların karakteristik bir özelliği var mı?
Sanırım en önemlisi sabırlı olmak. Yaratıcılık, 3 boyutlu düşünme, problem çözme ve iletişim becerisinin yanı sıra disiplinli çalışma da şart. Son olarak pes etmemeyi de ekleyip bununla ilgili bir anımı anlatayım. Sanırım üniversite 2. Sınıf öğrencisiydim ve bir kütüphane
tasarlamıştım. Kalabalık bir arkadaş grubuyla maketlerimizi tamamlamaya çalışıyorduk.
Benim de maketim bitmek üzereydi, son dokunuşlarımı yaparken bir anda dengemi kaybedip
maketin üstüne düştüm. Tüm arkadaşlarımın nefesini tutup bana baktığını unutamıyorum.
Bense sakince ezilen kısmı çıkarıp “Neyse daha teslime 1 saat var” deyip devam etmiştim.
Çünkü o an yeniden başlamaktan başka çarem yoktu.
Mesleğinizi değiştirmek istediniz mi? Neden?
Evet, meslek etiğime ters düşen ve bilimden uzak bir mimari planlama anlayışıyla
karşılaştığım bir dönemde mesleğimin yapı tasarım ve uygulama alanından uzaklaştım.
Mimarlığın bana sunduğu farklı alanlarda çalışma fırsatlarını kullanarak okul kütüphanesi
yenileme, mimari araştırma yazıları hazırlama ve editörlük gibi alanlara yöneldim.
Bu mesleği tercih edersek neler yapmalıyız?
Mimar olabilmek için öncelikle bolca matematik çalışarak üniversite sınavında yeterli puan almak gerekir. Dört yıllık mimarlık eğitimini özveriyle tamamladıktan sonra da ister bol bol okuyarak ister gezerek farklı şehirleri, ülkeleri, yenilikleri, kültürleri öğrenmeliyiz.
Mesleğimizi gerçekleştirirken de merak etmeli, sorgulamalı, düşünmeli, doğa ve bilimden asla uzaklaşmamalıyız.
Sizi tanımak çok keyifliydi.
Başak 🌺 ve soruları her zamanki gibi harika ❤️ ben yazarken çok eğlendim umarım okuyanları heveslendirebilmişimdir. Acaba çocuklar mimarlık hakkında ne biliyordu? ve yazıyı okuduktan sonra bu meslek hakkında ne düşündüler?