Çocuklar, oyun oynamayı sever misiniz? Saçma bir soru, dediğinizi duyar gibiyim. Bir de şöyle bir soru size, "Hasta olduğunuzda ateşiniz varsa, gücünüz olur mu koşmaya, hoplayıp zıplamaya?" İşte Pan’ın Penceresi romanında hastanede yatan, ağır tedavi süreçlerinden geçen iki çocuk var. Tuna, Kayra’yı karşı binanın penceresinde görüp onunla arkadaş olabilmek için iletişim yolları arıyor. Oyun için arkadaş gerekir öyle değil mi?
“İmkȃnsıza ulaşmanın tek yolu, onun mümkün olduğuna inanmaktır.” Sözü hikȃyedeki benim en sevdiğim cümlelerden biri oldu. Bakalım siz okuduğunuzda hangi tümcelerin altını çizeceksiniz.
“Gülümsemesi, krep üstündeki çilek reçeli gibiydi. Yumurtanın üstündeki kırmızı biber gibiydi. Annemin çikolata şelaleli keki gibiydi. Onunla dost olacağımızı o an anlamıştım." Tuna, Kayra için böyle hissediyor ve birlikte düş kurmayı seçerek, sihirler içinden geçip peri tozlarını yakalıyorlar.
Alis, Harikalar Diyarı'ndan, Peter Pan bulutların arasından, Tuna ve Kayra’yı ziyarete gelince çocukların yaşadıkları şölene dönüşüp okura da umut aşılıyor. Pan’ın Penceresi okuyucularına; dostluğu, hayallerin kapısını açık tutmanın önemini gülümsemeyle anlatıyor.
Ödüllü yazar Güzin Öztürk, aileler ve çocuklar için oldukça zorlu olan bu süreçlerden kesitleri çocukların kalbinden, derin dünyalarından duru sözcükler, ipeksi cümlelerle eğlenceli bir şekilde anlatmayı başarıyor. Okuma listenize almanızı öneririm Pan’ın Penceresi’ni.
Yazan Güzin Öztürk, Bilgi Yayınevi, 1.Basım Ağustos 2023, Resimleyen Ekin Taylor, 88
Sayfa, Ciltsiz, Çocuk Romanı, 9+ Yaş.
teşekkürler Sevgili Zarife... Kutluyorum Güzin Öztürk...