Son zamanlarda ‘yapay zeka’ ve ‘robotik kodlama’ ifadelerini ne kadar
çok duyuyoruz değil mi? Benim tanıdığım ilk robot bir sinema kahramanıydı.
Aslında anti kahramandı. Burada hemen ‘anti kahraman’ ne demek, kısa bir
açıklama yapayım: Anti kahraman, alıştığımız kahramanların tersine şeyler
yapan varlıklara denir.
Bir kahramandan Dünya’yı kurtarmasını beklersiniz değil mi? Söz
konusu olan bir anti kahraman Dünya’yı yok etmek isteyebilir örneğin. İşte
benim izlediğim filmdeki anti kahraman da TERMİNATÖR’dü. Robotları yok
edecek olan insanı yakalamak için zamanda yolculuk yapmış, gelecekten
gelmişti. Hiç duydunuz mu bu filmi? Tamamen hayal ürünü olan bu filmde
robotlar öyle gelişiyorlar ki Dünya’yı ele geçiyorlardı. Sonra da insanları
yönetiyorlardı. O filmin etkisinden hiç kurtulamadım.
Terminatör’ü izlediğimde küçüktüm ama artık büyüdüm ve robotlardan
korkmuyorum. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım ilginç bir video gönderdi.
Bu videoda ülkemizdeki bir üniversitede geliştirilen robotlar tanıtılıyordu.
İnsana hiç benzemeyen, şekilsiz küçük şeylerdi. Ama kullanıldıkları yere göre
çeşitli malzemelerden üretiliyorlardı. Mesela ameliyatlarda kullanılan esnek
malzemeli robotlar vardı.
Merak ettim biraz daha araştırdım. Robotların başta sağlık olmak üzere
birçok iyi amaç için kullanıldığını öğrendim. Bunların içinde benim ilgimi en
çok çeken ‘mikro robotlar’ oldu. Mikro boyutu şöyle anlatayım size, metrenin
milyonda biri. Mikro robotların büyüklüğü pardon küçüklüğünü hayalinizde
canlandırabiliyor muyuz? Bu robotlar tıp alanında, hastalıklarının tedavi
edilmesinde kullanılıyorlarmış. Bir düşünün onlarla neler neler yapılabilir?
Örneğin kanser tedavisinde kullanılmak üzere üç boyutlu yazıcılarda
üretilen balık, yengeç ya da kelebek formundaki mikro robotlar varmış. Bunlar
vücuda enjekte edilebiliyorlar. Sonra hastalıklı hücreleri bulup, taşıdıkları ilacı
verip hücreyi tedavi edebiliyorlar. Bilim insanlarının balık, yengeç ve kelebek
formunu origami sanatından esinlenerek ürettiğini de öğrendim. Balık ağzını
açıp kapatarak, yengeç kıskaçlarını kullanarak, kelebek de kanatları çırparak
hareket edebiliyor.
Bu robotlarla ilgili bir video da buldum ama İngilizce. Dilini
anlamasanız bile görüntüler çok açıklayıcı. İlginizi çekebilir diye linki
paylaşıyorum:
Sizce bir robot daha ne kadar küçülebilir? Ve bir robotla neler
yapılabilir? Haydi düşüncelerini yorumlar bölümüne bekliyoruz.
KAYNAKÇA:
Bigumigu.com, Youtube, thescientist.com
Comments