Bir varmış bir yokmuş
Küçük kuş uça uça yorulmuş
Sonunda bir dala konmuş
Kimse anlamamış o eskiden bir çocukmuş
Başlamış gülerek anlatmaya
Güzel bir masalı çocuklara
Bakalım neler olmuş
Bu gizemli kasabada
Çok eski zamanlarda, dağ tepe aşılınca küçük bir kasabaya varılırmış, bir dere
kenarında. Bu güzel yerleşim şeker gibi evleri, billur gibi suları, şakıyan kuşları, mis kokulu
gülleriyle ün salmış.
Her evin penceresinden mutlu çocuk sesleri duyulurmuş. Hepsinin içi ayrı neşe ve
huzurla doluymuş. Şen kahkahalar, sokakları anneanne böreği tadında doldururmuş.
Bahçelerindeki mis kokulu yaseminler, rengârenk begonviller çocukların güzelliğiyle
yarışırmış. Yoldan geçenleri etkisi altına alırmış.
Günlerden bir gün tüm ülkelerin korkulu rüyası olan cadı Şaşa’nın yolu bu kasabaya
düşmüş. Kötü kalpli cadı, çocukları ve neşeyi hiç sevmezmiş. Nerede mutlu bir çocuk görse
hemen kötülük asasını puff diye üfleyerek her şeyi tersine çevirir ve göbeğini hoplata hoplata
gülerek süpürgesiyle oradan ayrılırmış. Geriye neşeden eser kalmazmış.
Masal bu ya… Şaşa tam bizim kurabiye tadındaki kasabanın üstünden uçarken tüm
çocuklar mutluluk çığlıkları atarak koşturuyor, kahkahalarıyla gökyüzüne pembe bulutlar
yolluyorlarmış. Gördükleri, Şaşa’nın midesinin bulanmasına neden olmuş.
“Iyk! Çocuk seslerinden, onların aptal neşelerinden nefret ediyorum. Görün şimdi ben
size ne yapacağım!” demiş ve tüm kasabanın üstüne simsiyah bir duman üflemiş.
O anda pembe bulutlar neye uğradıklarını şaşırıp, kara dumana teslim olmak zorunda
kalmışlar.
Şaşa’nın asasını havaya doğru sallamasıyla bu kara örtü, büyük bir gürültüyle gelip
cadının diğer elindeki küçük şişenin içine girmiş. Şaşa büyük zaferini attığı kahkahalarla
kutluyormuş. Şişeyi cebinin içine yerleştirip alev saçan süpürgesiyle oradan uzaklaşırken
“Sessiz olun çocuklar!” diyerek simsiyah gökyüzünde gülerek kaybolmuş.
O andan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamış. Cadının yaptığı büyüyle kasabadaki tüm
çocuklar susmuş. Sessizlik soğuk bir battaniye gibi sarmış kasabayı. Sanki uzak diyarlardan
gelen fil ordusu çocukların seslerini bir çırpıda hupp diye içlerine çekmiş. O günden sonra
çocuklar bir daha konuşmamış.
Böylece kasabanın adı “sessizler kasabası” olmuş. Kimse bunun nedenini
anlayamamış. Uzak diyarlardan doktorlar gelmiş ama çocukları tedavi edememiş. Çocuk
sesinin olmadığı yerde de neşeden eser kalmamış.
Kasabalılar hayatlarına bu şekilde devam ederken bir gün kırmızı peleriniyle
esrarengiz bir kadın gelmiş. Adı, Bayan Gülücük’müş. Kasabada küçük bir oyuncakçı
dükkânı açmış. Çocuklar bayılmış buraya. Konuşmuyor, gülmüyorlarmış ama her gün oraya
gitmek istiyorlarmış. Bayan Gülücük, adı gibi çocuklara gülümseyerek yaklaşıp onları mutlu
etmeye çalışıyormuş. Aslında o bir periymiş. Hiç çıkarmadığı kırmızı pelerininin altında
pırpır uçuşarak parlayan altın sarısı kanatları varmış.
Meğer Kraliçe Peri, küresinden kasabada olanları görüp bu durumu düzeltmesi için
çocukların mutluluğundan sorumlu Gülücük Perisini yollamış. Bayan Gülücük, çocuklarla
biraz zaman geçirdikten sonra anlamış ki cadı Şaşa çocuklara büyü yapmış ve seslerini
çalmış. Bu büyüyü bozmanın tek yolu, seslerin içinde toplandığı o küçük şişeyi cadıdan
almakmış.
Gülücük Perisi bir plan yapmış. O gece hazırladığı bir sihirle, mutlu çocuk kahkahaları
oluşturup bir bulutla cadıya yollamış. Bunları duyup sinirlenen cadı, hışımla kasabaya gelip
neler olduğuna bakmış ve seslerin oyuncakçıdan geldiğini görmüş. Tam asasıyla büyü
yapacağı sırada Gülücük Perisi pelerinini onu üzerine doğru atmış.
O sırada gökyüzünde şimşekler çakmış, yağmurlar yağmış, yıldızlar yollarını şaşırmış
gibi bir o yana bir bu yana kaymış. Şaşa etkisiz hale gelmiş. Gülücük Perisi, kanatlarından
çıkardığı altın sarısı gagalı, turuncu alınlı, masum bakışlı kuşu cadıya doğru üflemiş. Yıldızlar
eşliğinde ondan minik şişeyi alan kuş, tıpasını açarak kasabanın üzerine doğru boşaltmış.
Karanlık gökyüzü o anda yıldızlardan oluşan bir hortumla parıl parıl parlamış. Kırmızı
pelerin gökyüzünde süzülmeye başlamış ve minik kuşun üzerine gelmiş. O anda tekrar
yıldızlar kaymış ve pelerinin altından, gülen gözleriyle bakan sarı saçlı bir kız çocuğu çıkmış.
Gülücük Perisinin elinden tutarak tüm perilerle birlikte yıldızların arasında dönmeye
başlamışlar.
Gökyüzündeki sihir dansı biterken tek tek evlerin lambaları yanmış, çocuklar
sokaklara çıkıp şarkılar mırıldanmış. Çocuklarının seslerini tekrar duyan aileler sevinçten ne
yapacaklarını şaşırmışlar. Neşeli kahkahalar tüm kasabada mutluluk havası yaratmış. Gülücük Perisi başka çocukları mutlu etmek için kanatlanıp gitmeden önce tüm çocuklara rüyalarında veda etmiş.
Cadı Şaşa’ya ne mi olmuş?
Çocuklara böyle bir şey yaptığı için Kraliçe Peri, onu karanlık diyarlarda yaşamaya
mahkûm etmiş ve Şaşa bir daha hiçbir çocuğa zarar verememiş. Bütün çocukların
kulaklarında Gülücük Perisinin sözleri yer etmiş.
Ne demiş, ne demiş?
“Merak etme sen” demiş.
“Kötülük er geç cezasını bulur.
İnan iyiliğin gücüne.
Güven yaşamın kendisine
Aç kollarını sihirli güzelliklere…”
Böylece masalımız mutlu bir sonla bitmiş.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım sokaklarda şarkılar söyleyip oyunlar oynamaya.
HAZIRLAYAN: Betül Çakıroğlu
KONU: Çocuk seslerini çalan kötü cadı yüzünden kasaba sessizliğe bürünmüş.
TEMA: İyilik, Kötülük, Mutluluk
ANAHTAR KELİMELER: Çocuk, Neşe, Kötü Cadı, İyilik Perisi, Gülücük, Mutluluk
KIPIR KIPIR DÜŞÜNCELER:
Bildiğiniz bir tekerleme var mı? Ya da en sevdiğiniz. Benim en sevdiğim leyleklerle
ilgili. Tahmini olan var mı?
“Kasaba” kelimesinin sizdeki çağrışımı nedir? Hiçbir kasabada bulundunuz mu?
Şehirden farkı nedir? Köyden farkı nedir? Düşünelim.
Tanıdığınız ya da bildiğiniz iyilik perileri var mı? Yok, yok şaşırmayın. Gerçek
insanlardan bahsediyorum. Biraz düşünürseniz siz de bulabilirsiniz. Hadi biraz örnek
vereyim. Mesela çöpünü geri dönüşüm için ayıran bir insan ya da yaşlı bir teyzeyi
karşıdan karşıya geçiren biri.
Çok sevindiğinizde bir şarkı söyleyecek olsanız bu hangi şarkı olurdu?
KIPIRDATAN ETKİNLİKLER:
Tekerleme nedir? Masallar neden tekerleme ile başlar? Araştırma zamanı.
Kasabaya hiç iyilik perisi Bayan Gülücük gelmeseydi ve siz bu kasabada yaşayan bir çocuk olsaydınız, nasıl bir çözüm bulurdunuz? Masalı bir de böyle yazalım mı?
Masaldaki iyilik perisi Bayan Gülücük’ü çizelim mi? Haydi boyalar çıksın.
Çok güzel bir masaldı. Kaleminize sağlık..
Sessiz Çocuklar Masalına bayıldım. teşekkürler...😍