UZAYDAN GELEN YAPI
- Burcu Şengün ERTURGUT
- 20 Mar
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 gün önce

“Hadi baba! Gelmiyor musun?”
“Geliyorum oğluumm!”
Cem, heyecanla babasını beklerken ikisinin birlikte izleyebilecekleri bir film arıyordu.
O akşam baba oğul gecesi yapacaklardı. Annesi arkadaşlarıyla buluşacaktı.
“Bir film seçebildin mi?” dedi Tolga Bey, büyük bir kâse patlamış mısırı Cem’e uzatırken.
“Aslansın baba!” derken bir avuç mısırı ağzına atmıştı bile Cem.
“Yıldız Savaşları’na ne dersin? Senin yaşlarındayken en sevdiğim filmdi.”
“Hımm! Olabilir. Aaa! Sana anlatmayı unuttum baba. Öğretmenimiz, bugün Sosyal Bilgiler dersinde çok değişik bir yapı hakkında bilgi verdi. Sanki bina, senin o izlediğin uzay filmlerinden çıkıp dünyamıza konmuş gibiydi. Hepimiz çok şaşırdık.”
Cem’in heyecanı Tolga Bey’in gözünden kaçmadı. “Neredeymiş bu yapı böyle? Ben de merak ettim.”
“Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de. 2013 yılında açılan Haydar Aliyev Kültür Merkezi. Sanki bir kültür merkezi değil de bir uzay gemisi gibi. Binanın mimarisi o kadar değişik ki sana fotoğrafını gösterdiğimde inanamayacaksın.”
Tolga Bey, “Hadi o zaman, filmden önce bu uzaydan gelen yapıyı göster,” derken oğluna gülümseyip göz kırptı.
Babasının ilgili tavrı Cem’in hoşuna gitti. İnternet bağlantısı üzerinden televizyonda yapıya ait fotoğrafları açtı. Ekranda gerçekten uzay temalı filmlerde gördükleri gibi bir yapı vardı. Görsel o denli çarpıcıydı ki Tolga Bey de etkilendi.
“Vaaayyy canına! Haklıymışsın oğlum! Gerçekten de çok değişik bir bina. Mimarı bunu tasarlarken neler hayal etti acaba? Anlat bakalım, hakkında neler biliyorsun?”
Cem, bir öğretmen edasıyla televizyonun yanında yerini aldı ve bir iki küçük öksürükle sesini düzeltti. İyice havaya girdi. Babası oğlunun bu hareketi karşısında gülmemek için kendini zor tuttu.
“Babacığım, bu yapı ismini,1969-2003 yılları arasında Azerbaycan’a liderlik yapmış olan Haydar Aliyev’den almış. Mimarı ise, günümüzde yaşamayan ama başarılı mimarlar arasında yer alan Zaha Hadid.
“Aaa! Zaha Hadid’le ilgili bir belgesel izlemiştim. 2004 yılında çok önemli bir ödül olan Pritzker Mimarlık Ödülünü alan ilk kadın mimar. Şimdi anlıyorum bu yapıtın neden bu denli sıra dışı olduğunu.”
“Sınıfta hepimiz binanın bizde çağrıştıkları hakkında söz aldık. Çoğumuzun verdiği yanıt: Sanki içinden rap rap sesleriyle ya astronotların ya da uzaylıların çıkacağı duygusuydu.”
“Hahaha! Güzel yanıtmış. Haksız da sayılmazsınız. Yapı modern olmasının yanı sıra fütüristik bir mimariye de sahip. Bu yüzden siz de öyle duyumsamış olabilirsiniz.”
“Efendim baba? Anlayamadım. Kütürik mi?”
“İlahi Cem! Hahaha! Fütüristik. Çevremizde gördüğümüz klasik tarzdaki yapılardan farklı olarak kıvrımlı hatlara sahip olan binalarda görülen bir yaklaşım. Sınırsızlığa vurgu yapılıyor. Aynen bu yapıda olduğu gibi. Baksana! Çatısı bir dalga hareketi yapıp iniyor ve sonra tekrar yükseliyor. Duvar çizgileri ise sanki sonsuzluğa akıyor gibi görünüyor. Gerçekten tam bir teknoloji harikası.”
“Acaba binayı da uzaylılar mı yaptı baba?”
“Uzaylıların yapmadığına yüzde yüz eminiz ama insan, Zaha Hadid’in bu yapıları tasarlarken esin kaynağı acaba uzaylılar mıydı diye düşünmekten kendini alamıyor.”

“Hımm!” derken Cem’in suratında aklının karıştığını gösteren bir ifade vardı. Kendini bir iki saniyede toparlayıp, “Babacığım öğretmenimizin anlattığına göre yapının bu dalga formlu mimarisi, Azerbaycan mitolojisinde yer alan Hazar Denizinin yükselişini yansıtıyormuş. Azeri toplumunun geçmiş, bugün ve geleceğe yönelik yaklaşımının da bir sembolü olarak kabul ediliyormuş,” dedi.
“Aferin Cemciğim sana. Gerçekten gurur duydum. Ne kadar güzel senin böyle bilgilere sahip olman.”
“Babacığım, ayrıca yapı sadece Azeri toplumu için değil dünya mimarisi adına da çok büyük önem taşıyormuş. Öğretmenimiz, dünyanın her yerinden yalnızca bu binayı görmek, fotoğrafını çekmek için gelen turistler, fotoğrafçılar olduğunu söyledi.”

“Tabii oğlum, öğretmeniniz çok haklı. Kültürel miras değerine sahip yapılar, yalnızca bulunduğu toplum için değil tüm dünya için bir simge niteliğindedir. Nasıl Galata Kulesinin resmini görünce ilk aklımıza gelen kent İstanbul oluyorsa ya da Eyfel Kulesi bize Paris’i anımsatıyorsa aynı şey bu yapı için de geçerli. Gösterdiğin resimlerden anladığım kadarıyla bu bina da Bakü’nün tüm yapılaşmış çevresinin içinde bir heykel gibi insanları selamlıyor.”
“Hahaha! Çok komiksin baba. Biz içinden sanki uzaylılar çıkacak gibi diyoruz, sen ise yapı insanları selamlıyor diyorsun.”
Tolga Bey oğlunun söyledikleriyle gülmeye başlamıştı.
“Cemikoo! Haklısın sen. Yapının mimari görünüşü sana uzay temasını anımsatıyor olabilir ama bu binanın bir anıt olduğu gerçeğini değiştirmez. Kısacası bir yapı deyip geçmemeliyiz. Binanın insanlarla kurduğu bağ ve o atmosferde kişilerde uyandırdığı duygular çok önemlidir. Yapı, tüm bu özellikleriyle bir bütün olarak değerlidir ve anlam bulur. Düşün bakalım geçen yıl Anıtkabir’e gittiğimizde neler duyumsamıştın?”
“Hımm! Ata’mızı düşünerek duygulandığımı anımsıyorum ve çok heyecanlanmıştım.”
“Aynen öyle Cemciğim. Anıtkabir bizler için yalnızca bir anıt yapı değil. Aynı zamanda toplumumuzun değerlerinin bir sembolü. Şimdi söyle bakalım, yapının içi de dışı kadar heyecan verici mi? İçinde neler var?”
Cem, “Ben de şimdi tam o konuya gelecektim. Bir dakika iç mekânlarla ilgili görselleri açayım,” derken telaşla görselleri seçmeye çalıştı.
“Şimdi anlatabilirim. Yapının içinde konser salonu, konferans salonu, kütüphane, müze ve sanat galerisi gibi kültürel etkinliklerin yapıldığı mekânlar yer alıyormuş. Yapının dış cephesinde görülen akışkan ve sürekli mimari, iç mekân tasarımında da devam ediyormuş. Hatta bu görselde gördüğün gibi konser salonu müziğin ritminden esinlenerek tasarlanmış. Duvarların ilgi çekiciliğine bakar mısın baba?”

“Gerçekten öyle oğlum. İnsan orada olup, o deneyimi yaşamak istiyor.”
“Belki bir gün gideriz. Ne dersin?”
“Tabii olabilir, neden olmasın? Annen de ben de gezmeyi, yeni yerler görmeyi seviyoruz. Cemciğim verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim. Benim için çok keyifliydi. Bir sonraki yapıyı merakla bekleyeceğim. İstersen artık film izlemeye başlayabiliriz.”
“Harika!”
Cem ve babası o gece çok keyifli zaman geçirdiler. Filmi izledikten sonra Cem uyumak için odasına gitti. Babasının Zaha Hadid’in esin kaynağı hakkındaki sözleri aklına takılmıştı. Gerçekten uzaylılardan esinlenmiş olabilir miydi?
Bu düşüncelerle gözleri yavaş yavaş kapanan Cem, düşler evrenine daldı.
Kaynakça:
TEMA: Kültür merkezi, fütüristik yapı, anıt yapı
KONU: Cem’in Haydar Aliyev Kültür Merkezi ile ilgili bilgileri babasıyla paylaşması
anlatılıyor.
ANAHTAR KELİMELER: Kültür merkezi, fütüristik yapı, anıt yapı
KIPIR KIPIR DÜŞÜNCELER:
● Çocuklar “Uzaydan Gelen Yapı” başlığı size neleri çağrıştırıyor? Aklınıza gelen üç
kelimeyi söyler misiniz?
● Yaşadığınız şehirde gitmekten veya görmekten en mutlu olduğunuz mekan neresi?
(Bu bir yapı, bir meydan veya park da olabilir) Neden o mekanı seviyorsunuz, orda
olmak size ne gibi duygular hissettiriyor?
● Daha önce hiç fütüristik bir yapı gördünüz mü? (Çizgi filmde, bir filmde veya
çevrenizde olabilir.) Hiç görmediyseniz de Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nin
fotoğraflarını görünce ne hissettiniz? Sizde uyandıran duyguları sınıf arkadaşlarınızda
paylaşın. (Görünce heyecanlandınız mı? İçine girmek istediniz mi? Yoksa size çok
farklı geldiği için tedirgin mi oldunuz?)
KIPIRDATAN ETKİNLİKLER:
● Resim Etkinliği: Çocuklar, şimdi hayal kuruyorsunuz. Hepiniz birer Zaha Hadid’siniz
ve sizden çok çılgın bir yapı tasarlamanız isteniyor. Eseriniz çevrenizde gördüğünüz
yapılardan çok farklı olmalı. Sihirli kalemlerinizle istediğiniz renklere boyayıp isim
verdikten sonra sınıf panosuna veya odanıza asabilirsiniz.
● Yazma Etkinliği: Çocuklar farz edin ki okuduğunuz yapı gerçekten uzaydan gelmiş ve
siz birazdan cam kapılardan içeriye gireceksiniz. İçeride sizi neler bekliyor olabilir?
Kişiler, mekanlar, belki yaratıklar, konuşan bitkiler ve daha kim bilir neler neler! Biz
Kıpırtı Çocuk ekibi olarak hayal ettiklerinizi çok merak ediyoruz. Bunları yazıp
kipirticocuk@mail.com adresine yollarsanız çok seviniriz.
● Oyun Etkinliği: Çocuklar hepiniz evde anneniz veya babanızdan yardım alarak
arkadaşlarınıza değişik gelebilecek ‘fütüristik’ gibi iki değişik kelime öğrenin ama bu
kelimelerin anlamlarını da öğrenmeyi unutmayın. Bu yeni öğrendiğiniz kelimelerle
sınıf arkadaşlarınızla kulaktan kulağa oynayın. Bu oyunu oynarken hem
eğleneceksiniz hem de yeni kelimeler öğreneceksiniz.
*Bu etkinlik Burcu Şengün Erturgut tarafından hazırlanmıştır.
Comments